Mülteciler neden Türkiye'ye sığınıyor 24.09.2014 |
 |
OKTAY Akbal, 1946’da yazdı; “Önce Ekmekler Bozuldu.”
Toplumsal bozulmayı anlatıyordu.
Bugün:
IŞİD mi dediniz?
Suriye’nin bombalanması mı dediniz?
Irak mı dediniz?
Kürt sığınmacılar mı dediniz?
Keller kesmeler… Tecavüzler…
İnsanlığı bozmadan….
İnsanı, insanlıktan çıkarmadan bunları yapamazsınız.
İnsan, şeytani bir planla bozuldu; yaşanılan -aklını yok eden- ortaçağ böyle yaratıldı.
Aydınlanmanın köküne bu amaçla kibrit suyu döküldü.
Peki…
Bu vahşi manzaralar karşısında “Mustafa Kemal’in Askeri” olmanın yüceliği bir kez daha ortaya çıkmıyor mu?
Koç Grubu’nun 10 Kasım’da kurtarıcı Atatürk için gazetelere verdiği, “Olmasaydın, Olmazdık” ilanına; dinci Akit gazetesi yanıt vermişti; “Olmasaydın da Olurduk!”
Atatürk olmasaydı ne olacaklarını Ortadoğu haritasına bakarak görebiliyoruz.
İşte Irak…
İşte Suriye…
İşte Filistin…
İşte Mısır…
Ve işte Türkiye…
Tarih, Atatürk’ün değerini bugün bize ispatlıyor.
Çünkü:
Atatürk, insanı yüceltmiştir.
Atatürk, insanı güzelleştirmiştir.
Atatürk, insanı çoğaltmıştır…
Anlıyor musunuz şimdi; “Mustafa Kemal’in Askeri” olmanın anlamını?
Evet…
“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diye bağıranların; bugün neyin mücadelesini verdiği net olarak ortaya çıkmıştır: İnsanı bozmalarının önüne geçmek!
Fikri hür… Vicdanı hür… İrfanı hür… İnsan yetiştirmek!
Onların istemedikleri medeniyet bu!…
İstedikleri, Cumhuriyet’in yasalarını ve kurullarını çiğneyerek en ilkel kan içgüdülerini acımasızca yaşamak. Bakınız, IŞİD!…
PKK-Barzani nerede?
ATATÜRK’e söylemediğini bırakmayanlar, her zora düştüklerinde Türkiye Cumhuriyeti’ne sığınıyor.
Bugün, Suriye savaşından ya da IŞİD vahşetinden kaçan Kürtlerin tek sığınağı Türkiye oluyor.
Dün, Saddam’dan kaçtıklarında da onlara kucak açan Türkiye olmuştu.
Tarihin böylesine kritik anlarında; başta Atatürk olmak üzere Türkiye kurucuları hep layık oldukları mertebeye çıkmıştır. Bugün buna bir kez daha tanık oluyoruz.
Aşiret düzeninden, dincilikten ya da emperyalizmin gölgesinde yaşamakta fayda bekleyenlere tarih okkalı tokadını bugün yine vurmuştur.
O halde…
Atatürk düşmanlarına, Türkiye Cumhuriyeti düşmanlarına sormak zorundayız:
Laikliğin önemini anladınız mı?
Demokrasinin önemini anladınız mı?
Halkçılığın önemini anladınız mı?
Atatürk’ün önemini anladınız mı?
Anlamak her şeyden önce tarihsel zorunlulukları görebilmeyi gerektirir.
Artık…
İnsanı körelten, insanın kişiliğini kemiren nefret söyleminden kurtulunması gerekiyor.
Kötülüğün en büyüğü sığlıktır.
Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren işte bu sığlıktır.
Yoksa…
Kendine büyük güç devşirenlere sormak zorundayız:
Hani nerede PKK; niye IŞİD’le savaşıp Kürtleri kurtarmıyor?
Hani nerede devlet kuracağını açıklayan Barzani?
Niye Kürtler kurtuluşu Atatürk’ün ülkesinde bulup, Türkiye’ye sığınıyor?
Niye Araplar, niye Ezidiler kurtuluşu Atatürk’ün ülkesinde bulup, Türkiye’ye sığınıyor?
Öldürmenin değil, yaşatmanın en yüce değer olduğunu bu coğrafyada bugün sadece Türkiye’nin bilmesi tesadüf olabilir mi?
SONER YALÇIN-SÖZCÜ-24.9.2014 |
|
|